Damla
New member
İtalyanlar Roma’yı Kimden Aldı?
Roma, tarihi boyunca birçok farklı devletin egemenliği altına girmiş, dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. İtalyanların Roma’yı alması, özellikle 19. yüzyılın ortalarına denk gelen önemli bir olaydır. Bu süreç, İtalya'nın birleşme hareketi olan Risorgimento’nun bir parçası olarak gerçekleşmiştir. Peki, İtalyanlar Roma’yı kimden aldı? İşte bu sorunun cevabı ve konuya dair derinlemesine bir inceleme.
Roma'nın Tarihsel Bağlamı ve Papalık Devleti
Roma, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu dönemde Batı'nın en güçlü şehirlerinden biriydi. Ancak Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında çökmesinin ardından, Roma’da egemenlik değişiklikleri yaşandı. Orta Çağ’da, Roma, Papalık Devleti'nin başkenti haline geldi ve bu durum 1870’lere kadar sürdü. Papalık Devleti, Roma da dahil olmak üzere merkezi İtalya'nın büyük bir kısmını kapsıyordu. Papalık, hem dini hem de siyasi bir otorite olarak Roma üzerinde tam bir kontrol sağlıyordu.
İtalya, 19. yüzyılın başlarından itibaren birleşme sürecine girmişti ve bu süreç, birçok bağımsız prenslik ve krallığın birleşmesiyle sonuçlanacaktı. Roma’nın ise, bu birleşmeden sonra nasıl bir statü kazanacağı, özellikle Roma'da egemenliği elinde tutan Papalık ile İtalya’nın birleşme hareketini destekleyen krallık arasında büyük bir gerilime yol açtı.
Risorgimento ve Roma'nın Birleşmeye Katkısı
İtalya'nın birleşmesi süreci, Risorgimento olarak bilinir ve bu hareketin en önemli figürlerinden biri, Sardinya Krallığı'nın kralı II. Viktor Emmanuel'di. Risorgimento'nun amacı, İtalya'daki bölünmüş krallıkları ve devletleri birleştirip tek bir ulus oluşturmak ve yabancı güçlerin İtalya'daki etkisini ortadan kaldırmaktı. Bu süreçte, İtalya'nın çeşitli bölgeleri Sardinya Krallığı tarafından birleşmeye dâhil edildi.
Ancak, Roma'nın durumu bu birleşim sürecinin en büyük engellerinden biriydi. Papalık, Roma’yı ve çevresindeki toprakları yönetmeye devam ediyordu. Bu durum, Roma'yı almak isteyen İtalya'nın birleşme hareketinin önündeki en büyük engel haline geldi. Roma'nın, papalığın elinde bulunması, özellikle Garibaldi ve diğer birleşme hareketinin önderleri için ciddi bir sorun teşkil ediyordu.
Roma’nın Papalık’tan Alınması: 1870 Yılı
Papalık Devleti’nin sonu 1870 yılında geldi. Bu tarihte, İtalya Krallığı, Roma’yı işgal etti ve Papalık Devleti’ne son verdi. Roma'nın alınmasında, özellikle Fransızların rolü büyük olmuştur. 1849’da, Roma’daki Papalık yönetimi karşısında başarısız bir ayaklanma sonrası, Fransızlar, Papa’ya destek vererek Roma’yı Papalık yönetiminde tutmayı başarmışlardı. Ancak Fransızların Paris’teki 1870 Fransa-Prusya Savaşı'na odaklanması, Roma’nın savunmasız kalmasına neden oldu.
1870 yılının Eylül ayında, Prusya-Fransa savaşının başlamasıyla birlikte Fransızlar Roma'dan çekildi. Bu durumu fırsat bilen İtalya Krallığı, Roma'ya doğru ilerlemeye başladı. 20 Eylül 1870’te, İtalya Krallığı Roma’ya girdi ve Roma, resmen İtalya'nın başkenti oldu. Bu olay, İtalya'nın birleşme sürecinde tarihi bir dönüm noktasıydı ve aynı zamanda Papalık Devleti’nin sonunu işaret etti.
Roma'nın Alınmasından Sonra Papalığın Durumu
Roma'nın alınmasıyla birlikte, Papalık Devleti’nin sona ermesine rağmen, Roma'nın papalık üzerindeki manevi etkisi devam etti. Papa, Roma'dan çıkarılmadı ve kendi dini otoritesine sahip olmaya devam etti. Ancak, Papalık ile İtalya Krallığı arasında 1929’da imzalanan Lateran Antlaşması ile Roma'nın durumu tamamen çözüme kavuştu.
Lateran Antlaşması, Vatikan’ı bağımsız bir devlet olarak kabul etti ve Roma, Papalık için dini merkez olmaya devam etti. Bu antlaşma, Papalık’ın Roma'daki dini etkisini devam ettirmesine rağmen, İtalya Krallığı’nın Roma üzerindeki egemenliğini de sağlamlaştırmış oldu.
İtalya Krallığı’ndan İtalya Cumhuriyeti’ne Geçiş
Roma’nın alınması, sadece İtalya'nın birleşmesi açısından değil, aynı zamanda Roma'nın 20. yüzyıldaki siyasi durumunu da şekillendiren bir dönüm noktasıydı. 1946 yılında, II. Dünya Savaşı sonrasında, İtalya Krallığı sona erdi ve İtalya Cumhuriyeti kuruldu. Roma, hem İtalya'nın başkenti olarak kalmaya devam etti hem de ülkenin siyasi merkezlerinden biri olmaya devam etti.
Roma’nın Alınmasının Sonuçları ve Önemi
İtalya'nın Roma’yı alması, sadece ülkenin birleşmesi açısından değil, aynı zamanda dünya tarihindeki etkisiyle de önemli bir olaydır. Papalık Devleti'nin sona ermesi, din ve devlet işlerinin ayrılmasına zemin hazırlamış ve modern İtalya'nın siyasi yapısının şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Ayrıca, Roma'nın alınması, İtalya’nın milliyetçi kimliğinin pekişmesine ve birleşme hareketinin tamamlanmasına yardımcı olmuştur.
İtalya'nın Roma’yı alması, sadece bir toprak kazanımı olarak değerlendirilmemelidir. Bu olay, dini, siyasi ve kültürel birçok farklı faktörün bir araya geldiği bir sürecin sonucudur ve Roma'nın alınması, İtalya'nın modernleşme sürecinde önemli bir adım olmuştur.
Sonuç: İtalya'nın Roma'yı Alması ve Tarihsel Yansıması
Sonuç olarak, İtalya'nın Roma'yı alması, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Risorgimento hareketinin önemli bir parçasıdır. İtalya, Roma’yı 1870 yılında, Fransızların şehirden çekilmesinin ardından, Papalık’tan alarak birleşmesini tamamlamıştır. Bu olay, sadece İtalya için değil, dünya tarihi açısından da önemli bir dönüm noktasıdır. Roma'nın alınması, İtalya'nın siyasi ve kültürel kimliğinin güçlenmesine yardımcı olmuş, aynı zamanda dini ve politik yapılar arasındaki ilişkileri de dönüştürmüştür. Roma'nın alındığı 20 Eylül 1870 tarihi, İtalya'nın birleşme sürecindeki en önemli anlardan biridir.
Roma, tarihi boyunca birçok farklı devletin egemenliği altına girmiş, dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. İtalyanların Roma’yı alması, özellikle 19. yüzyılın ortalarına denk gelen önemli bir olaydır. Bu süreç, İtalya'nın birleşme hareketi olan Risorgimento’nun bir parçası olarak gerçekleşmiştir. Peki, İtalyanlar Roma’yı kimden aldı? İşte bu sorunun cevabı ve konuya dair derinlemesine bir inceleme.
Roma'nın Tarihsel Bağlamı ve Papalık Devleti
Roma, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu dönemde Batı'nın en güçlü şehirlerinden biriydi. Ancak Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında çökmesinin ardından, Roma’da egemenlik değişiklikleri yaşandı. Orta Çağ’da, Roma, Papalık Devleti'nin başkenti haline geldi ve bu durum 1870’lere kadar sürdü. Papalık Devleti, Roma da dahil olmak üzere merkezi İtalya'nın büyük bir kısmını kapsıyordu. Papalık, hem dini hem de siyasi bir otorite olarak Roma üzerinde tam bir kontrol sağlıyordu.
İtalya, 19. yüzyılın başlarından itibaren birleşme sürecine girmişti ve bu süreç, birçok bağımsız prenslik ve krallığın birleşmesiyle sonuçlanacaktı. Roma’nın ise, bu birleşmeden sonra nasıl bir statü kazanacağı, özellikle Roma'da egemenliği elinde tutan Papalık ile İtalya’nın birleşme hareketini destekleyen krallık arasında büyük bir gerilime yol açtı.
Risorgimento ve Roma'nın Birleşmeye Katkısı
İtalya'nın birleşmesi süreci, Risorgimento olarak bilinir ve bu hareketin en önemli figürlerinden biri, Sardinya Krallığı'nın kralı II. Viktor Emmanuel'di. Risorgimento'nun amacı, İtalya'daki bölünmüş krallıkları ve devletleri birleştirip tek bir ulus oluşturmak ve yabancı güçlerin İtalya'daki etkisini ortadan kaldırmaktı. Bu süreçte, İtalya'nın çeşitli bölgeleri Sardinya Krallığı tarafından birleşmeye dâhil edildi.
Ancak, Roma'nın durumu bu birleşim sürecinin en büyük engellerinden biriydi. Papalık, Roma’yı ve çevresindeki toprakları yönetmeye devam ediyordu. Bu durum, Roma'yı almak isteyen İtalya'nın birleşme hareketinin önündeki en büyük engel haline geldi. Roma'nın, papalığın elinde bulunması, özellikle Garibaldi ve diğer birleşme hareketinin önderleri için ciddi bir sorun teşkil ediyordu.
Roma’nın Papalık’tan Alınması: 1870 Yılı
Papalık Devleti’nin sonu 1870 yılında geldi. Bu tarihte, İtalya Krallığı, Roma’yı işgal etti ve Papalık Devleti’ne son verdi. Roma'nın alınmasında, özellikle Fransızların rolü büyük olmuştur. 1849’da, Roma’daki Papalık yönetimi karşısında başarısız bir ayaklanma sonrası, Fransızlar, Papa’ya destek vererek Roma’yı Papalık yönetiminde tutmayı başarmışlardı. Ancak Fransızların Paris’teki 1870 Fransa-Prusya Savaşı'na odaklanması, Roma’nın savunmasız kalmasına neden oldu.
1870 yılının Eylül ayında, Prusya-Fransa savaşının başlamasıyla birlikte Fransızlar Roma'dan çekildi. Bu durumu fırsat bilen İtalya Krallığı, Roma'ya doğru ilerlemeye başladı. 20 Eylül 1870’te, İtalya Krallığı Roma’ya girdi ve Roma, resmen İtalya'nın başkenti oldu. Bu olay, İtalya'nın birleşme sürecinde tarihi bir dönüm noktasıydı ve aynı zamanda Papalık Devleti’nin sonunu işaret etti.
Roma'nın Alınmasından Sonra Papalığın Durumu
Roma'nın alınmasıyla birlikte, Papalık Devleti’nin sona ermesine rağmen, Roma'nın papalık üzerindeki manevi etkisi devam etti. Papa, Roma'dan çıkarılmadı ve kendi dini otoritesine sahip olmaya devam etti. Ancak, Papalık ile İtalya Krallığı arasında 1929’da imzalanan Lateran Antlaşması ile Roma'nın durumu tamamen çözüme kavuştu.
Lateran Antlaşması, Vatikan’ı bağımsız bir devlet olarak kabul etti ve Roma, Papalık için dini merkez olmaya devam etti. Bu antlaşma, Papalık’ın Roma'daki dini etkisini devam ettirmesine rağmen, İtalya Krallığı’nın Roma üzerindeki egemenliğini de sağlamlaştırmış oldu.
İtalya Krallığı’ndan İtalya Cumhuriyeti’ne Geçiş
Roma’nın alınması, sadece İtalya'nın birleşmesi açısından değil, aynı zamanda Roma'nın 20. yüzyıldaki siyasi durumunu da şekillendiren bir dönüm noktasıydı. 1946 yılında, II. Dünya Savaşı sonrasında, İtalya Krallığı sona erdi ve İtalya Cumhuriyeti kuruldu. Roma, hem İtalya'nın başkenti olarak kalmaya devam etti hem de ülkenin siyasi merkezlerinden biri olmaya devam etti.
Roma’nın Alınmasının Sonuçları ve Önemi
İtalya'nın Roma’yı alması, sadece ülkenin birleşmesi açısından değil, aynı zamanda dünya tarihindeki etkisiyle de önemli bir olaydır. Papalık Devleti'nin sona ermesi, din ve devlet işlerinin ayrılmasına zemin hazırlamış ve modern İtalya'nın siyasi yapısının şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Ayrıca, Roma'nın alınması, İtalya’nın milliyetçi kimliğinin pekişmesine ve birleşme hareketinin tamamlanmasına yardımcı olmuştur.
İtalya'nın Roma’yı alması, sadece bir toprak kazanımı olarak değerlendirilmemelidir. Bu olay, dini, siyasi ve kültürel birçok farklı faktörün bir araya geldiği bir sürecin sonucudur ve Roma'nın alınması, İtalya'nın modernleşme sürecinde önemli bir adım olmuştur.
Sonuç: İtalya'nın Roma'yı Alması ve Tarihsel Yansıması
Sonuç olarak, İtalya'nın Roma'yı alması, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Risorgimento hareketinin önemli bir parçasıdır. İtalya, Roma’yı 1870 yılında, Fransızların şehirden çekilmesinin ardından, Papalık’tan alarak birleşmesini tamamlamıştır. Bu olay, sadece İtalya için değil, dünya tarihi açısından da önemli bir dönüm noktasıdır. Roma'nın alınması, İtalya'nın siyasi ve kültürel kimliğinin güçlenmesine yardımcı olmuş, aynı zamanda dini ve politik yapılar arasındaki ilişkileri de dönüştürmüştür. Roma'nın alındığı 20 Eylül 1870 tarihi, İtalya'nın birleşme sürecindeki en önemli anlardan biridir.